Umutsuzluğu asla kabul etmiyorum

, Yorum yapılmamış

Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, gerçek bir eğitim sevdalısı… Yaşamı, erken yaşta Pamukbank genel müdürlüğüne yükselen kariyeri, ondan sonra kendi bankasını kurması, girişimciliği herkesçe bilinir. Hatta kendisine hisse vermeyen eski patronunun antagonist olduğunu bilecek ve hayatındaki bu kırılma için ona teşekkür edebilecek kadar da bilgedir. Umudu da bırakınca elde bir şey kalmadığını belirterek, “Tek başına umut etmek de yetmiyor. Herkes elinden geleni yapmalı. Ben ne yapabilirim, diye sormalı” diyor. Bilgisi, donanımı ve yakından takip ettiği dünya ile her sohbetinden feyz alacak ayrıldığım üstattan kendi adıma çok faydalandığım bu söyleşiyi huzurunuza bırakıp çekileyim ben.

Başarının Sırrı

– Başarının peşinde koşmalı. Başarı kendi kendine gelmez! Her şey hayal kurmakla başlıyor. Ama hayaller ulaşılabilir olmalı. Yoksa hüsran olur.

– Bir hayal kurup sonra bunu geliştirmek ve sürdürülebilir kılmak gerekir. Bunların hiçbiri de çalışmadan olmaz!

Kulağa küpe

– Mentor kullanmak önemli. Anne ve babalar sizi severler ama iyi mentor değillerdir çünkü size objektif bakamazlar. Bana da ailem doktor ol diyordu. Ben mühendis oldum.

– Yeteneklerinize uygun işler yapın, onun hayalini kurun ve peşinden koşun. Güçlü taraflarınıza yönelin. Aşkla bağlanacağınız uzmanlığı seçin. Yoksa karşılıksız aşk gibi olur ve mutlu olamazsınız.

Şans

– Çok çok önemli. Ama şansı kullanmak daha da önemli! Örneğin değerini katlamış bir şirketi, zamanı geldiğinde duygusal bağım var diyerek satmazsan, şansı ıskalamış olursun.

– Finansbank’ın değeri defterdekinin 3.6 misline çıkar, daha çok artacak veya ben kurdum, duygusal bağım var deyip satmazsan, şansı kullanamamış olursun. Ben orada şansı kullandım. Ama aynı dönemde Romanya’yı satmadım. Defter değerinin 5 misline satılıyordu. Oradaki şansı kullanmayıp, hata ettim. Basiretim bağlandı.

Pişmanlık

– İş hayatındaki pişmanlıktan ders çıkarıyorsan bu bir kârdır. Son pişmanlık fayda etmez, derler ama ders çıkarmışsanız bu faydadır.

– Murat Vargı, Turkcell projesini ilk bana getirdi. Ben de onu o zamanki patronum Karamehmet’e yönlendirdim. O projede hissedar olabilirdi. Murat benim asker arkadaşımdı ve ilk kredisini ona ben vermiştim.

Dalkavuklukla Mücadele

– Çevrenizdeki insanlar davranışlarınızdan dalkavukluğa prim vermediğinizi anlarlar.

– Yönetici her zaman üstlerine karşı saygılı olmak zorunda. Ancak ben bir yöneticinin alt kadrolara gösterdiği davranışı çok önemserim. Kavacık’ta mola verdiğinde şoförüyle Bayramoğlu’nda karşılıklı döner yiyen, korumasıyla maça giden yöneticiyi daha değerli görürüm.

– Geçenlerde yalnız başıma Moskova ve St. Petersburg’a gidiyordum. Asistanım Burçak, şoförüm Abdullah ve korumam Abdurrahman’ı da aldım; dördümüz gittik. Onları mutlu etmek beni de mutlu ediyor.

Yetenek Avı

– Güvendiğime sonuna kadar güvenirim. İnandığım insanların kapasitelerini aşmaları için hedef koyar, destek veririm. Genç yaşta çok kimseye çok sorumluluklar verdim. Ben 32 yaşında banka genel müdürü oldum. Gençlere inanırım.

– Bir yetenek engellendiğini düşünüyorsa ve kendine de güveniyorsa hemen başka bir kuruma geçmeli.

İş-Hayat Dengesi

– Bu çok önemli bir konu. Bu dengeyi kuramazsan hayatta da işte de başarı çok zor. İş insanı sosyal olmalı. Sosyal çevre ve bağlantılar çok kıymetlidir. Ben ilk iş kurduğum yıllarda bunu sermayeyle değil sahip olduğum network (ağ), çevrem ile yaptım.

– Şahsi yaşamıma yeterince zaman ayırdığımı söyleyemem ama bulduğum her ‘slot’u iyi kullanmaya çalışıyorum.

Sosyal Sorumluluk

– Özyeğin Üniversitesi benim bırakacağım en önemli mirastır. Daha önce hiçbir şeye ismimi vermemiştim. Vakfın bile adı başkaydı sonradan değiştirdik. Üniversiteden söz ederken gözlerimin parladığını söylüyorlar.

– Hüsnü M. Özyeğin Vakfı üzerinden sosyal sorumluluk projelerimizi kurumsal olarak yürütüyoruz. ‘Kırsalda Umut Var’ önemli bir projemiz.

– Okul, yurt gibi pek çok sorumluluğu yerine getirdik.

Sosyal Medya

– Ben sadece Twitter’da rumuz bir hesapla gelişmeleri takip ediyorum. Öğrencilerimin günlük hayatı ile ülke ve dünyadaki gelişmeleri izliyorum. Okuyorum. Sosyal medyada içerik üreten biri değilim. Sadece alıcıyım.

– Sosyal medyaya biraz mesafeliyim. Mahremiyet konusu önemli benim için. Çok ortalarda olmak istemem.

Hobi

– Sinemayı çok severim ve yakından takip ederim. Mutlaka sinema salonuna gideriz. Televizyon, DVD, vs. aynı tadı vermiyor. En son hanımla Stajyer filmini izledik.

– Müzikal, konser, tiyatro severim. Ama hafif filmler olacak ve tiyatroda da Ali Poyrazoğlu gibi eğlendirecek.

– Klasik ve çağdaş resimlerden oluşan bir koleksiyonum da var. Hatta şimdi üniversiteyi bir açıkhava müzesine dönüştürmek üzere çalışmalara başladık.

Yorum Bırakın