Hangi hükmün temyiz edilemez: KARARLARDAN BOŞANMAK

, Yorum yapılmamış

YAŞAM bir kararlar bütünü değil de, nedir? Sabah kaçta kalkacağımıza, ne yiyeceğimize, ne içeceğimize, kiminle evleneceğimize, mesleğimize, oy vereceğimiz partiye, üzerimize giyeceğimiz entariye… Evet, her şeye karar veriyoruz. Verdiğimiz kararları yaşıyoruz. Kader dediğimiz şey de aslında karakterimiz ve kararlarımızın bir sonucudur biraz. Bazıları, gerçekte kararlarımızın büyük oranda manipüle edildiğini söyler. Kendi seçimlerimiz olduğunu düşündüğümüz her ne varsa başkalarının dayattığıdır. Moda bize bunu sık sık düşündürür ve pişman ettirir.

Ama yine de karar alabilen insan güçlü insandır. Daha iki-üç giyeceklerini seçen çocuklara hayranlık duyuyorum. Çünkü karar vermek, sorumluluk almaktır.

FİKİRLERDEN BOŞANMA

Her kararımızın doğru olması mümkün müdür? Değildir ama yanlış karardan dönmek çok daha büyük bir sorumluluktur. Kendimize karşı en yüce sorumluluğumuzdur bu.

Kimi zaman kararlarımızdan boşanmalı ve kendimizi temyiz etmeliyiz. Hangi hükmümüz temyiz edilemezdir ki? Hangi fikrimiz tartışılmazdır ki?

Yanlışta ısrar etmekten daha fena ne olabilir ki?.. İklim değişirse, mevsim dönerse ‘doğru’ bazı kararlar da ‘yanlış’a evrilebilir. Bazen bir moda veya müzik akımıyla gelen giyim kuşamda takılıp kalmış insanlar görürüz. Bu kadar görünür olmasa da kaç ‘geçmiş’ ve ‘eskimiş’ fikri üstümüzde taşırız?

Bazen mutsuz evliliklerini, ilişkilerini sürdüren, hatta kendisini döven kocasıyla aynı yastığa baş koymaya devam edenlere bakıp, bir zamanlar verdikleri hatalı olduğu çok açık olan bir kararda neden hâlâ ısrar ettiklerini düşünürüm.

ÖZGÜRLÜK ACI İLE GELİR

Özgürleşmek için, en başta kendimizi sıfırlamalı, bildiklerimizi unutmalı ve yenilerini öğrenmeliyiz. Hükümlerimizi temyize götürmek, hesap defterlerini yeniden açmak gibidir. Ve evet, kesinlikle acı verir ama sonunda vadettiği özgürlüktür.

Sevmediğiniz meslekte ömür tüketmeye, yanlış bir ilişkide tükenmeye, tarih olmuş bir ideolojiye takılıp kalmaya, üstümüze bol veya dar gelen rollerin içinde daralmaya değer mi?

Mark Twain, “İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten kolaydır” derken, verdiği kararı sorgulayamayan, ondan dönemeyen insanlardan söz eder aslında.

Hatayı kabul etmek zordur. Dönmek zordur. Geçilmiş onca yolu gerisin geri yürümek zordur. Ama aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyiz. Öyle değil mi?

 

Mesele para ise dönmek kolay

Stacks of US currency

BİR araştırmada, mutsuz evlilik yapanların neden uzun yıllar boşanmadıkları irdelenmiş. Sürekli taşıdıkları ‘düzeltme’ umuduyla boşanma kararının geciktiği ortaya çıkmış. Kendine yeniden şans vermek yerine, eski ‘yanlış kararın’ kendi kendine düzelmesini bekliyor. Lambadan cin çıkmasını beklemek bile daha akıllıca…

Fakat mesele para olunca… Yanış yatırım aracı seçenler, bütün varlıkları tükenmeden bu kararlarından dönmekte sakınca görmezler. Keşke paramız için gösterdiğimiz ‘objektif’ bakış açısını kendi yaşamımız için de gösterebilsek.

Yorum Bırakın