Yasak meyve aklandı: KAHVE TEMİZ ÇIKTI

, Yorum yapılmamış

DÜNYADAKİ kahve karşıtı lobiye bakarsanız, cennetten kovulmamıza neden olan yasak meyvenin kahve olduğunu sanabilirsiniz. Aslında her şey bir keçinin başının altından çıkmıştı. Efsaneye göre, 9’uncu yüzyılda, köleler ülkesi Habeşistan’da (Etiyopya) Kaldi isimli çoban, keçisinin kahve meyvesini yedikten sonra aşırı aşırı zıpladığını fark eder. Bölgede ekmeği yapılan ve kaynatılarak suyu içilen bu sihirli meyve, şifa kaynağı olarak görülüyordu. İşlenerek içilmesi ise ilk Yemen’deki sufilere nasip oldu. Sonrası bildik hikaye… Osmanlı’nın kahveyi benimsemesi ve Viyana kuşatması sırasında ve hatta İstanbul’u ziyaret eden Venedikli tacirler sayesinde ondan da önce Avrupa’ya taşınması…

GÜNDE 3-5 FİNCAN YARAR

Kahve bugün sudan sonra en çok tüketilen içeceklerden biri. Petrolden sonra en büyük emtia; 28 milyar dolarlık bir pazardan söz ediliyor. Bir miktar tacirlerin elinde manipüle de ediliyor. Milyarlarca insanın içtiği kahveye karşı ciddi bir savaş da veriliyor. Sağlığa zarar verdiği, vitamin emilimini azalttığı, selülite neden olduğu en çok duyduğumuz iddialar. Bir detoks merkezine giderseniz, kahve içmenizi anında yasaklarlar ama bağırsaklarınıza kahve özü enjekte ederler ki kafanız iyice karışsın.

Söylentileri bir kenara bırakırsak, yapılan bilimsel araştırmalar kahveyi aklıyor. Kafein maddesinin uyarıcı özelliği biliniyor. Günde 2 litre içmediğiniz sürece, kahvenin canlandırıcı etkisinden faydalanabilirsiniz.

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, kısa süre önce günde 400 mg’a kadar kafein almanın sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığını yönünde görüş bildirdi. Bu, aşağı yukarı 4 fincan kahveye denk geliyor. Bir fincanın hatırının 40 yıl olduğu düşünülürse hiç fena değil!

Günde 3-5 fincan orta karar tüketim olarak kabul ediliyor. Ve bunun sağlık üzerinde olumlu etkilerinden söz ediliyor.

Kahve Bilimsel Bilgi Enstitüsü ise metabolik sendrom üzerinde bir etkisi bulunmadığını açıkladı. Hatta tip 2 diyabet, parkinson, alzheimer, karaciğer, kalp-damar hastalıklarının gelişim riskini azaltabildiğinden söz ediliyor. Kahvenin, migren atağını önleyebildiği, dikkati artırdığı ve dinç hissettirdiği pek çok araştırmayla tespit edildi.

NEREDEN ÇIKTI PORTAKAL KABUĞU

Anti-kahve lobisi sağlık kartının yanında güzellik silahını da kullanıyor. Selülite neden olduğu söylentilerini doğrulayan bir tane bile bilimsel araştırma yok.

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin kafein ve fiziksel performans üzerine bilimsel görüşü ise, metabolizmayı hızlandırdığı, hatta bu nedenle kilo vermeye bile yardımcı olabileceği yönünde. Yani otorite kısaca diyor ki “Yok öyle bir şey!”

Hatta sülülit karşıtı kremlerde kafein kullanılıyor. Ancak kahveyi yağlı süt, krema veya bol şekerle içiyorsanız kilo almak veya yağlanmak kaçınılmaz. Ancak bunun suçunu kahveye yıkamayız öyle değil mi?

Daha fazla araştırma incelemek isterseniz coffeeandhealth.org adresini ziyaret etmenizi öneririm.

 

 

Hazır ve gerçek

HAZIR kahve içmekten imtina eden kahve gurmeleri de oluştu günümüzün bol seçenekli dünyasında. Çözünür (hazır) kahveyi, 1938 yılında Nestle icat ediyor. 1929 Büyük Buhranına kadar uzanan Nescafe’nin hikayesi oldukça ilginç. Güney Amerika için Fransız ve İtalyan Bankası’nın, Brezilya’daki depolarında toplarca kahve çekirdeği kalmıştı ve fiyatlar dibe vurmuştu. Çözüm olarak İsviçreli bilimadamlarına gittiler. Dr. Morgenthaler, ekibiyle birlikte 9 yıl çalışıp hazır kahveyi üretmeyi başardı.

Nestle’nin Orbe’deki Ürün Teknoloji Merkezi’nin Başkanı Curt Blattner’in ağzından hazır kahvenin ne olduğunu saatlerce dinledim. Sadece kahve çekirdeği ve su kullanılarak üretilen çözünür kahveyi herkesin anlayacağı bir dille anlatmak gerekirse… Filtrelenmiş kahvenin suyu alınıyor ve geriye kalan daha koyu sıvı fırınlama ve sonra da dondurma tekniğiyle gördüğünüz granül haline getiriliyor. Gözümün önünde yapıldığı için kahve ve sudan başka bir şey olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.

O çok bilinenin aksine kahve aromalı bir toz değil. Kurutulmuş konsantre kahve suyunu yine suyla çözerek içiyorsunuz. İşte bu sayede Ay’a ayak basan Apolla11’deki mürettebat mavi gezegene bakarken ve 1953’te Everest’in zirvesinde kahve yudumlanabiliyordu.

ABD başkanının talimatıyla İkinci Dünya Savaşı’nda askerlerin erzaklarından biri de kahve olmuştu.

 

 

Kahveye dair…

– Kişi başı en çok çay tüketilen ülke olan Türkiye’de kişi başına haftada 1 fincan kahve tüketiliyor.

– Fransa’da bizdekinin 15 katı, Yunanistan’da ise 13 katı daha fazla kahve tüketimi var.

– Tüm dünyada tüketilen kahvenin yüzde 60’ı beyaz (sütlü) kahve.

– Türkiye’de hazır kahve pazarının büyüklüğü 580 milyon TL.

– Türkiye’de kahveyle ilgili damak tadı da sütlü, hafif sert ve şekerliden yana.

Yorum Bırakın