Daha çoooook kadın ölecek

, 3 yorum

 Hayır, bayım hayır bir kehanette bulunmuyorum. Görünen köye kılavuz oluyorum.

Şimdi hepimiz Kayseri’de canına kıyan Cansel Buse’yi konuşuyoruz. Matematik öğretmeni rızası dışında bedenini işgal edince, okulu bu vahşeti örtbas edince, hastane yerine revire kapatılınca canına kıyan Cansel’i… Elektrikler kesilince ders çalışsın diye babasının fener tuttuğu 17 yaşındaki kız çocuğunu… İntihar ettiği gün muhabbet kuşu Bebiş’in de kahrından öldüğü doktorluk hayali kuran başarılı öğrenciyi…

Maalesef daha çok Özgecan Aslanlar, Cansel Buseler olacak. Daha çok kadın ölecek, öldürülecek, bedeni işgal edilecek, işgal edilmeye çalışılacak. Çünkü tecavüz ve taciz konusuna yaklaşım, Kayseri’de itibarını kurtarmaya çalışan okulun pislikleri halının altına süpürmesinden daha öteye gitmiyor.

* * *

Kravat takan erkeğe iyi hal indirimi verenleri…

Tahrik indirimi verenleri…

Erkeklik gururunu cinayet için haklı neden sayanları…

Tecavüz edip öldürdüğü kadını “Rızası vardı, sevgiliydik” diye karalayan adamın suçunu indirenleri…

14 yaşında bütün kasabanın tecavüzüne uğrayan çocuğa ‘Rızası vardı” diye karar veren adaleti…

Eski kocasının tehditlerine rağmen kadını korumayan emniyeti…

Kadının gülmesini iffetsizlik sanan zihniyeti…

Kadını erkeğin elinin kiri gören geleneği…

Kurban ortadan kalkınca vicdanını temizleyen zalimleri…

Görmezden gelen iki yüzlülüğü…

Kadının bedenini malzeme yapan siyaseti…

Güç! Anlamak çok güç!

* * *

Umutsuzum. Nedenini söyleyeyim. Şu anda okuduğunuz bu satırların yazarı, geçen ay savcılığa ifade vermeye çağrıldı. Beni ve İtalyan arkadaşımı Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kolumuzdan tutarak taciz eden toplu taşıma görevlisini yazdığım için hakkımda suç duyurusunda bulunulmuş.

Yanlış anlıyorum, diye düşündüm. “Herhalde birileri ismini de vererek yazdığım bu kişi hakkında dava açtı ve ben müşteki (şahit) sıfatıyla ifade vereceğim” dedim kendi kendime. Meğer bu beyefendi ve çalıştığı şirket benden şikayetçi olmuş.

Ki ben gerek telefonla arayarak gerek sosyal medyadan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyaz Masa ve söz konusu turizm şirketine şikayetimi iletmiş, bir sonuç alamayınca da o dönem çalıştığım gazetedeki köşemde bu tacizi yazmıştım. Adını da verdiğim bu kişiyi cezalandırmak ve bana bu konuyla ilgili dönüş yapmak yerine bana karşı şikayette bulundular. Şikayet gerekçesi de hakaret, iftira ve haksız rekabet. Tacizciyi ödüllendirmedikleri kalmış. Belki de ödüllendirdiler bilmiyorum. Ama bir kere dönüp “Ey Serkan X, sen bu kadını ve İtalyan turisti taciz ettin mi? Bu kadın senin adını nereden biliyor. Neden Ahmet, Mehmet değil de sen” diye sordular mı merak ediyorum. Ben bu beyefendinin adını öğrenebilmek için kaç tane şoför ve muavinle konuştum.

* * *

Ben bu tacizi yazdım çünkü bu şahıs muhtemelen beni de turist zannettiği için sahip olduğu zamanı ve imkanı sonuna kadar kullanarak iki kadının koluna rızası dışında dokundu. O esnada o kadarını yapabilirdi; o kadarını yaptı. Gazeteci olarak benim kamuya karşı sorumluluğum var. Bu şahıs başka insanları bu kadarcık bile olsa taciz etmesin diye yazdım. Daha fazlasını yapamasın diye yazdım. O yazım nedeniyle bana “Alt tarafı kolunu tutmuş, ne var bunda” diye savunmaya geçen erkek zihniyeti şahlanmasın diye yazdım. Bir kadının rızası olmadan tırnağının ucuna bile dokunmayasınız diye yazdım.

Savcılıktan kovuşturmaya gerek olmadığına dair karar bana tebliğ edildi. Aynı karar davacıya da tebliğ edildiyse sanırım artık ev adresimi de biliyorlar. İnanın kendimi şu anda inanılmaz güvende(!) hissediyorum!

Hal böyleyken daha çoook kadın ölür, tecavüze uğrar, taciz edilir.

Umutsuzum ama bu mücadele etmeye engel değil!

dava

3 Yorum

  1. Nihal
    | Cevapla

    Çüş ev adresinizi yazmışlar.

  2. Koray Canyer
    | Cevapla

    ağzım açık kaldı okurken
    pes artık

  3. Ahmet Bahçe
    | Cevapla

    Sonra niye kadınlar ölüyorda bıdı bıdı bıdı

Ahmet Bahçe kullanıcısına bir Cevap Yazın Cevabı iptal et