İmkânı olan çemkirsin

, 3 yorum
cemkir1
Three Lions, ‘Köpeği Azarlamak’

“E artık yetmez mi” diye ön koltuktaki adam dönüp çemkirdi. Zorlu PSM’de İstanbul Caz Festivali kapsamında düzenlenen bir konseri dinlemek için salona gireli bir dakika, yerime oturalı ise sadece 4-5 saniye olmuştu. Mesaj uyarıları düşen telefonumu kapatmak için elimde tutuyorum. Çemkirmenin nedeni de bu mesaj uyarılarıydı zaten. Konsere beni son anda götüren göz doktorum Baha Toygar, beyefendiye bir şey söyleyecek gibi oluyor ama boş ver anlamında bir işaret yapıyorum. Aynı duyarlı ve atarlı beyefendi konserin ikinci yarısında sıkıldığı için önce haşır hışır önündeki bir torbayı karıştırıyor ardından da kalkıp salonu terk ediyor.

Birkaç yıl önce Aya İrini’de klasik müzik konserinde her bir parça bittiğinde alkış tutan seyirciye aşağılayan bakışlar atıp başını sağa sola sallayan kibirli amcayı anımsıyorum.

Nişantaşı’nda yan masada “Kırmızı şarap oda sıcaklığında içilir” diye yemek yediği insanlara atar yapan kadını anımsıyorum. Üstelik paylaştığı bilgi doğru bile değil. Hava 40 derece yahu; kaynar şarap mı içsinler?

Ilıca’da denizde su sıçratırken karısının uyardığı adamın “Rahatsız olan çıksın sudan” diye kükreyişini anımsıyorum.

Uçakta oturacağı koltuğu bulamayan yaşlı kadını tersleyen genç kızımızı anımsıyorum.

Markette sırasını şaşıran (veya açıkgözlülük yapan) adamı tersleyen kadını anımsıyorum.

Sosyal medyada sağcı adama “Çomar” diyen solcu entelektüeli anımsıyorum.

Twitter’da solcu gazeteciyi “Hain it” diye isimlendiren sağcı gazeteciyi anımsıyorum.

Bir arıza nedeniyle uçağı boşaltmamız istendiğinde bütün hosteslerle kavga edip, ayağını yere vura vura “Geri zekalılar” diye bağıran işadamını anımsıyorum.

Hava trafiği nedeniyle uçakla İstanbul’un tepesinde tur atarken tüm uçuş ekibiyle kavgaya tutuşanları anımsıyorum. Sanki uçağın ne zaman ineceğine karar veren onlar.

Havalimanında yarım litrelik kahvesini X-Ray’den geçirmesine izin vermeyen güvenlik görevlisini, “Hazır kahve içemem” diye deliye döndüren üstün zevk sahibi kadını anımsıyorum.

Uçuş sonrası geciken bavullara sinirlenen ünlü reklamcının insanları itip kakmasını anımsıyorum.

Tekneden balıklama atlayanları “Bunlar beyaz Türk. Daha annelerinin karnında yüzme öğreniyorlar” diye aşağılayan Diyarbakırlı adamı anımsıyorum.

Diyarbakırlı adamı sonradan görmelikle itham eden Mardinli yakın arkadaşını anımsıyorum. Mardin’de bilmediğimiz bir deniz olmalı.

Televizyon izleyenleri aşağılayanları anımsıyorum.

Televizyon izlemeyenleri yalancılıkla itham edenleri anımsıyorum.

Yemeğin İtalyanca adını yanlış söyleyen garsonu aşağılayan rafine zevk sahibi üst düzey yöneticiyi anımsıyorum.

İçkinin adını yanlış söyleyen müşteriyi aşağılayan garsonu anımsıyorum.

Bir kadın dergisinin yayın yönetmeninin Instagram’da paylaştığı videodaki İngilizce aksanıyla alay eden azgın kitleleri anımsıyorum. Türk gibi İngilizce konuşsun yahu ne var bunda?

Evinden çıkmayanları aşağılayanları anımsıyorum.

Piknikçileri aşağılayanları anımsıyorum.

Dindarları aşağılayanları anımsıyorum.

İnanmayanları aşağılayan dindarları anımsıyorum.

Okumayanları aşağılayan entelektüelleri anımsıyorum.

Okuyanları aşağılayan cahilleri anımsıyorum. Öyle bir ülke düşünün ki cahili bile kibirli. Cehaletiyle gururlanıyorlar.

Parmağıyla da işaret ederek “Siz” deyip içine yerleştirildiğiniz ‘genelleme’ her ne ise onu aşağılayanları anımsıyorum.

Bu ülkede imkânı olan herkes çemkiriyor. Fırsatını bulan karşısındakini aşağılama zevkinden kendini mahrum bırakmıyor. Yarattığımız kodlamaları karşılamayan herkesi istisnasız küçümsüyoruz -kendimiz bile o kodlara uygun davranmazken bile! Kurallar koyuyoruz. Üstelik bu kurallara hep diğerleri uysun biz muaf olalım istiyoruz.

Günün sonunda ister 7 kuşak şehirli olsun ister dün köyünden kente göç etmiş olsun herkesin davranış biçimi aynılık gösteriyor. Hipster da çember sakallı da aynı agresiflikle kişileri ve olayları karşılayıp; çemkirecek, küçümseyecek fırsatı kolluyor. Doğu kafası, başkalarının yenilgisinden zafer çıkarır. Bizdeki en Batılılar bile ‘Doğu kafasını’ değiştirmediğinden kendi üstünlüğünü diğerlerinin sefaleti üzerinden inşa etmeye çalışır. Demem o ki sağcı-solcu, varlıklı-yoksul, görgülü-görgüsüz, bilgili-cahil, modern-gelenekci yok aslında kimsenin birbirinden farkı.

Manevi ve ruhsal olgunlukta memleketçe karnemiz zayıf. Üstelik bu değerlere kıymet verdiğimize dair en ufacık bir emare yok. Tüm saygısızlıklara aynı saygısızlıkla karşılık veriyoruz. Bana soracak olursanız, her ne üstünlük(!) ise kendinize atfettiğiniz, ona sırtınızı dayayarak yaptığınız tüm küçümsemelerin, çemkirmelerin tek kaynağı eziklik. Ancak diğerleri kötü ise iyi olanlardan olmayın yeter!

3 Yorum

  1. Ali Aydın Altunkan
    | Cevapla

    Katılmamak mümkün değil

  2. İmparator
    | Cevapla

    Demet Cengiz’in her yazısı bunları neden daha önce düşünmedim dedirtir. Aklına sağlık güzel insan.

  3. çemkiren çekirge
    | Cevapla

    allasen ayılara çemkirmeyip ne etcez

İmparator kullanıcısına bir Cevap Yazın Cevabı iptal et