Lüks banyomda gül döktüğüm küvete çıplak uzanıp dedim ki: Koronavirüs hepimizi eşitledin!

, Yorum yapılmamış

1-madonnaMum ışıklarıyla aydınlanan lüks bin banyo… Üzerine gül yaprakları serpiştirilmiş ılık suyla dolu bir küvet… Kolları ve boynu mücevherle dolu halde çıplak uzandığı küvetten şöyle buyurdu Madonna:

“Koronavirüs hepimizi eşitledin!

Bırak sıradan bir banyoda duş almayı, dünyada 700 milyon insan temiz suya erişemiyor, 2 milyar insanın tükettiği su hijyen kriterlerine uygun değil.

Evet, hem koronavirüs hem de yarattığı kaygı sosyal statüye, gelire, şöhrete bakmaksızın herkese bulaşabiliyor ama eşit karşılamıyoruz bu salgını, kusura bakma Madonna.

Özel jetleriyle adalara kaçan, izole köylere yerleşen, lüks yer altı sığınaklarına inen ayrıcalıklılar… Evlerine, yazlıklarına, teknelerine iki yıllık gıda stoklayan seçkinler… Testi öncelikli yaptıran makam sahipleri… Bebeğinin bezini iki yıllık toptan alan acımasızlar… Raflardaki kolonya, dezenfektan ve temizlik malzemelerini talan eden gözü dönmüşler… Tedaviye cevap veriyor diye sıtma ilacını el altından ele geçirenler… Kendine özel solunum cihazı sipariş edip evinde saklayanlar…

Sokakta hâlâ karton toplamak zorunda olan, bütün işi duran, geliri kesilen, ücretsiz izne çıkarılan, işten atılan, iki yakasını bir araya getiremeyen, kredi kartı borcunu ödeyemeyen, elektrik-su-doğalgaz faturasından korkan, kirasını denkleştiremeyen, üç paket makarnayı zar zor alan insanlar, salgını sizinle aynı karşılayamıyor kusura bakmayın.

Hepimiz eşitlenmedik, tam tersine ne kadar adaletsiz bir dünya düzeni yarattığımız suratımıza çarpıldı.

Evet, herkes evine hapsoldu ama kimi özel kapalı havuzunda yüzüyor, kimi bodrum katındaki evinde bir ışık huzmesi içeri girsin diye dua ediyor.

Virüsün adaleti sadece bulaşıcılığında… Yoksa kimse kimsenin umurunda değil.

Uluslararası Çalışma Örgütü, virüs nedeniyle 25 milyon kişinin işini kaybedebileceğini açıkladı.

Birkaç gün önce de virüs nedeniyle 3.4 trilyon dolar gelir kaybı oluşabileceğine dikkat çekmişti.

1-karton

*

Bu sürecin nasıl seyredeceği, ne zaman tamamlanacağı ve sonuçları üzerine kimse emin konuşmasın. Bilmiyoruz.

Fakat belirsizlik insanı öyle acımasızca yiyip bitiren bir virüstür ki… Kötü de olsa bir kesinlik ister insan ama çirkin gerçeklerdense, rahatlatıcı yalanlara sığınmayı tercih eder.

Her gün ülkemizde ve dünyada olup bitenleri hayretle izliyorum.

Aslında bu dönem tanıklık etmek, gözlemlemek için müthiş bir laboratuvar. Kişisel tedbirlerimizi aldıktan, kendimiz ve başkaları için yapabileceklerimizi yaptıktan sonra çok fazla bir seçenek kalmıyor zaten. O zaman bütünde gerçekleşene iyi bir gözlemci olmaya çalışalım.

Mesela en son Brezilya’da çeteler sokağa çıkma yasağı ilan etti. Brezilya hükümeti beklendiği gibi OHAL ilan etmeyince, Rio de Janeiro’da suç çeteleri “Doğru olanı hükümet yapmayınca organize suç yapar” açıklamasıyla akşam 20:00’den itibaren sokağa çıkmayı yasakladı. Suç çetelerinin halk sağlığını düşündüğü olağanüstü hallerden geçiyoruz.

Yaptığı kanlı saldırılarla bilinen terör örgütü IŞİD’in “Öksürüp hapşırırken arzınızı, burnunuzu kapatın. Salgın olan ülkelere gitmeyin” diye çağrı yaptığı olağanüstü haller…

Çin’in İtalya’ya gönderdiği maske ve sağlık malzemelerine Çekya’nın yanlışlıkla(!) el koyduğu, Tunus’a sağlık malzemesi taşıyan gemiyi İtalyanların çaldığı olağanüstü haller…

Çünkü insanın yazılımındaki en temel kod hayatta kalmaktır ve bu uğurda hemen nezaketi/medeniyeti unutup vahşileşebilir.

İster gemiyi veya kargo uçağını ele geçirsin, ister market raflarını boşaltsın “Önce ben. Sonra bana benzeyenler. Geri kayanın canı cehenneme” demekten farkı yok bunun.

Fırsat bulmuşken topluma çemkirme hazzı yaşayanları da takipteyim.

Market yağmacılarından fırsat bulmuşken komünizm veya din propagandası yapanlara herkesi ilgiyle izliyorum.

İçimden sadece bilim ve sosyal devlet propagandası yapanları alkışlamak geliyor.

*

BM (Birleşmiş Milletler), virüsün bir orman yangını gibi yayılması halinde dünyanın savunmasız yerlerinde milyonlarca insanın ölebileceği uyarısında bulundu.

Gelişmiş ülkeler bir yolunu bulacak, daha az kayıpla atlatacaktır ama BM’nin açıklaması da gösteriyor ki yoksul ülkelerin bu salgınla başa çıkabilmesi düşük bir ihtimal.

Madonna’nın dediği gibi eşitlenmedik; aynı gemideyiz ama kimileri kaptan köşkünde kimileri kazan dairesinde.

Evet, gözlemci olmak için harika bir dönem… Kimin ne kadar kötü gözlemci olduğu görmek için de.

 

Yorum Bırakın