Şu dünyanın sırrı…

, 13 yorum

Bu dünyanın bir sırrı var.

*

Sır bu mu bilmiyorum; bu dünyanın bir gizli müziği var. Kimileri duyuyor onu -dinliyor, kimileri notalara döküp çalıyor, kimileri de -bedeni bir enstrüman- sesiyle kulağımıza okuyor.

Bu dünyanın bir sır var.

Paulo Coelho, ‘Aldatmak’ isimli romanında şuna benzer bir cümle kurmuştu: Bu dünyaya neden geldiğimi çözmeden gitmeyeceğim buradan.

Yine aynı romanda yazar der ki: Birazdan yaşadığım gezegene ayak basacağım, oraya dönmeden önce bütün gezegenlerigüneşleri yüreğimle gezdim ve yüreğim hepsinden büyüktü.

Serenad Bağcan’ın ses verdiği Fazıl Say’ın ‘Şu Dünyanın Sırrı’ albümünü dinliyorum sabahtan beri.

Bu dünyanın bir sırrı var.

Fazıl’ın parmakları piyanonun tuşlarına vuruyor; sanki bir ağacın gövdesi sarsılıyor, yapraklar Türküler söyleyerek toprağa kavuşuyor.

Seranad’ın sesi duyuluyor; sanki yeryüzüne damla damla sular dökülüyor zarifçe. Durgun bir suya ateş düşüyor, su yanıyor su!

St. Augustin “Şarkı söyleyenler iki kez dua ederler” demiş.

Bu dünyanın bir sırrı var.

Ömer Hayyam dörtlüğünün başında bu dünyanın sırrını çözdüğünü ilan eder, sonra dönüp yanıldığını itiraf eder.

“Dedim, artık bilgiden yana eksiğim yok;

Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.

Derken aklım geldi başıma, bir de baktım,

Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.”

Bu dünyanın bir sırrı var.

Bulabilecek miyiz dünyadaki sırrı, yaşamdaki manayı?

Eğer bu sırra vakıf olanlar olduysa onların bir kısmı buralarda yaşadılar; Anadolu’da.

Yunus’un dediği gibi nereye gideyim aşkın elinden?

Oysa herkes derviş olmuş, herkes ermiş!

Herkes her şeyi bilmiş. Ne çok ne çok bilmiş! Öyle çok öyle çok bilmiş ki hiçbir şey öğrenememiş.

Oysa ermiş bilmediğine eren değil midir?

Salman Rushdie’nin ‘Ayaklarının Altındaki Toprak’ adlı romanında, Vina’ya deliler gibi âşık olan Ormus, “Bırak seni seveyim; doğruca” diye yalvarır şarkısında.

Aşkından deli divane olan Ormus artık hiçbir şeyden emin değildir; kara ak olmuştur, soğuk sıcak.

Oysa herkes derviş olmuş, herkes ermiş!

Herkes öyle çok biliyor ki değil şu dünyanın sırrını çözmek artık hiçbir şey öğrenemiyor.

Sosyolog Jean Baudrillard’ın 1981’de ‘Simülasyon Kuramı’nda anlattığı gibi daha çok daha çok bilgiye ama daha az anlama sahip bir toplum olduk.

Bu dünyanın bir sırrı var.

Ama sanıyorum ki bu sırra bir seminerde veya aradığınız aşkı bulacağınızı, istediğiniz zenginliği yaratacağınızı, arzuladığınız üne kavuşacağınızı, ideal sağlığa (kilo ve gençlik) sahip olacağınızı ve tümden yaşamınızı değiştireceğinizi vadeden bir YouTube videosunda erişemeyeceksiniz.

İster şamanın davulu olsun ister kuantum sıçraması yaptıracağını iddia eden şarlatanın terapileri… Ruhanilikle hayatınızı değiştirme ve bütün dünyevi arzularınızı/dileklerinizi yerine getirme vaadiyle size satılan hiçbir ürün işe yaramayacaktır. Sır parayla takas edilemez, edilirse sır olmaz.    

Fazıl Say ve Serenad Bağcan albümünü bu yüzden çok sevdim.

Ruhuma kimi zaman ince kimi zaman sert bir rüzgar gibi eserken, bu dünyanın sırrından söz ediyor; sırrı aşikar edeceğini vadetmiyor.

Yaşamın ve mananın ne olması gerektiğine dair ne çok fikrimiz var da ayrıcalıklarımızdan haberimiz yok.

Döneminde Fazıl Say gibi bir yeteneğe canlı tanıklık ediyoruz. Mozart’ı, Beethoven’ı canlı dinlemeye eşdeğer bir ayrıcalık bu.

Sırrı satın almak için inat edeceğimize belki de sadece insan olmaya çalışmak ve duyabildiğimiz müziğin keyfini çıkarmak… Daha iyi olmaz mıydı?

Halil Cibran, “Yaşam kalbini okuyacak bir şarkıcı bulamazsa, aklını konuşacak bir filozof yaratır” der.

Şarkıcı veya filozof olmak da şart değil; belki de sadece filozofun sözüne ve şarkıya kulak kesilmek yeterlidir.

*

13 Yorum

  1. Özlem Gökbel
    | Cevapla

    Çok güzel bir yaklaşım… Kalemine sağlık

  2. Yeşim
    | Cevapla

    neden demet cengiz daha sık yazmaz ki

  3. CA
    | Cevapla

    Çok güzel olmuş her zamanki gibi… Derin ve bilgece dokunmuş kaleminle…

  4. Ömer Doğan
    | Cevapla

    yine muhteşem, yine sahici. siz ne güzelsiniz. sevgi ve hürmetle…

  5. Kadir Mirgün
    | Cevapla

    Samimiyetsizlik yalancılık başka şey değil herkes sırra erdi evet cnm tabi tabi öyle oldu

  6. Suzan Bahar
    | Cevapla

    Bu kadının ruhunun güzelliği yazılarına yansıyor. Hep naif hep zarif. Çok yaşayın zarif ince ruhlu insan

  7. Hikmet Yılmaz
    | Cevapla

    Fazıl Say Türkiye’nin en önemli değeridir
    Serenad Bağcan da Billur sesli gerçek sanatçı

  8. Kadriye Zafer
    | Cevapla

    Anadolu’nun gerçek değerlerini bulup bize sunan usta sanatçı Fazıl Say’a selam olsun

  9. İNCİ
    | Cevapla

    İNSANIN İÇİ GÜZEL OLUNCA DIŞIDA GÜZEL OLUYOR . DEMET CENGİZİN HASTASIYIM

  10. Demir Aytaç
    | Cevapla

    İnsanın ne denli derin bir bilgi hazinesi, ne güzel bir ifade kabiliyeti, kalemi ve tüm bu bağlantıları kurabilecek aklı olması gerekir ki: ortaya bir sanat eseridir diyebileceğim bu düz yazı çıkabilsin. Tebrik ediyorum.

  11. Famil aydın
    | Cevapla

    Güzel bir felsefi düşünce sergilemişsiniz. Ancak Dünyanın sırrı Dünyada kalacak
    Bizler birer seyirciyiz .
    Bazen Oyunculuk görevi de verilelenlerimiz oluyor
    Yazarımızı candan kutluyorum

    Famil Aydın

  12. Cevza Aydın
    | Cevapla

    Elinize,emeğinize sağık

  13. Ercan küçüktaş
    | Cevapla

    Kültürün pik,fiziğin,güzelliğin muhteşem ,kalemin şahane.seni okumak zevk.ama asıl şahaser seni tanımak.özledim demetciğim.

CA kullanıcısına bir Cevap Yazın Cevabı iptal et